Zum Inhalt springen

İstiklâl Marşı

aus Wikipedia, der freien Enzyklopädie
Dies ist eine alte Version dieser Seite, zuletzt bearbeitet am 19. Mai 2005 um 12:29 Uhr durch 217.83.244.79 (Diskussion) (Originaltext). Sie kann sich erheblich von der aktuellen Version unterscheiden.

Der İstiklâl Marşı (dt.: Unabhängigkeitsmarsch) ist seit dem 12. März 1921 die Nationalhymne der Republik Türkei. Der Verstext stammt von dem Dichter Mehmet Akif Ersoy, die Musik von Zeki Üngör. Vers und Musik des İstiklâl Marşı wurden in einem Wettbewerb ausgewählt.

Originaltext

'Korkma! sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal,
Hakkıdır, Hak'ka tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım;
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar.
"Medeniyyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın!
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana vaadettiği günler Hak'kın;
Kimbilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak" diyerek geçme, tanı!
Düşün, altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi şudur ancak emeli;
Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli!
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli
O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım;
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerret gibi yerden naşım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım!
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!

Fürchte nicht, die in dieser Morgendämmerung wehende rote Fahne kann nicht vergehen, Solange das allerletzte Herdfeuer1), das in meiner Heimat brennt nicht erlöscht ist. Sie ist der Stern meines Volkes, sie wird leuchten; Mein ist sie, allein meinem Volk gehört sie.

Verziehe, um Gottes Willen, nicht dein Antlitz, du, empfindsamer Halbmond! 1) Lächle meiner heldenhaften Rasse zu! Warum diese Heftigkeit, warum dieser Zorn? Unser vergossenes Blut wird dir sonst nicht zu eigen werden 2) Unabhängigkeit, das ist das Anrecht meines an Gott betetenden Volkes!

Dichter: Mehmet Akif Ersoy (geschrieben 1921)'

Übersetzung: Gerhard Nurtsch



1) Der Dichter läßt in dem Wort hilal zwei für uns fremde Bedeutungen zusammengehen: hilal - der Halbmond (gemeint ist der Halbmond auf der türkischen Fahne als Symbol der türkischen Nation.

hilal - die mondsichelförmigen Augenbrauen, mit der er die Bedeutung von nazli - sich bitten lassend, sich zierend, abweisend launisch und cehre catmak - ein mürrisches Gesicht aufsetzen, die Augenbrauen zusammenziehen, dann verbinden kann.

2) Das hier verwendete Wort helal meint - vor allem im Sinne göttlich gesicherten Rechts; rechtmäßig erlaubt, legitim, rechtmäßig erworbenes Gut.


Siehe auch: Liste der Nationalhymnen.